Tahta Kurusu

Tahta kurusu boy ve yapıları farklı olup genellikle boyları 2 – 5 mm ebatlarda olup kiremit kırmızısı ve turuncuya yakın renk dedir. Tahtakurusunun vücudu üzerinde toplam 3 çift ayağı vardır. Bunlardan iki bacağı baş kısmına yakın olup vücudunda ise 2 çift bacağı vardır. Tahta kurusunun bedeni alttan ve üsten basık olup şekil olarak kabak çekirdeğine benzer. Tahtakurusunun başında ipliksi antenleri vardır. Bu antenler sayesinde tahta kurusu kendi besinlerinin yerini bulur ve gelen tehlikelerden uzaklaşır. Tahta kurusu ezildiği zaman çok pis kokan bir parazittir. Tahta kurusu; bit, pire, kene gibi insan ve canlıların kanını emerek beslenen parazitler gibi kan emerek beslenir. Tahtakuruları kümes hayvanları, evcil hayvanlar, tropikal hayvanlar ve insanların üzerinde barınırlar. Tahta kurusu hiç beslenmeden 1,5 yıl yaşayacak kadar dayanıklı bir yapıdadır.

Tahta kurusu ve çeşitleri her seferde 200 e yakın yumurta bırakacak kapasitededir. Tahtakurusuyumurtalarını evdeki duvar çatlaklarına, mobilyalarda uygun gördüğü alanlara, zemin kaplaması olan parkelerin arasına, çatı aralarına kümeler halinde bırakır. Tahta kurusu yumurtası bit yumurtasında olduğu gibi yapışkan özelliğe sahip olup bırakılan yerde sabit kalır. Tahtakurusu çok çabuk çoğalan parazittir. Bu yüzden görüldüğü zaman, mutlaka önlemi alınmalı ve en kısa zaman içinde ilaçlama şirketi ile çalışın.
Tahtakurusu geceleri aktif olup insanlara geceleri uyku anında ısırır. Tahta kurusu kendi vücut ağırlığının 5 – 6 katı fazlası kan emer. Tahtakurusu bu özelliğiyle keneleri anımsatıyor.

Tahtakurusu evcil hayvan olan köpek, kedi, kuş gibi hayvanlarla gelir. Tahta kurusu ısırmasında deride kabarma, kızarıklık, kaşıntı olur. Deride çıban görüntüsün de şişlikler oluşur.
Tahtakurusu evlerde mobilya aralarında, yatak içlerinde, elbise dolaplarında insanlarla teması sağlayabilecek tüm alanlarda barınır.
Tahta kurusu çok sayıda üreyip çok çabuk çoğaldığından önlem olarak mutlaka ilaçlama yaptırılmalı.Tahtakurusu eve girdiği anda bütün alana yayılır hatta bütün apartmanı sarar. Tahta kurusu ilaçlaması yasal firmalar tarafından yapılıp sıvı ilaçlama uygulanmalıdır. Tahtakurusu ile mücadelede ilaçlama periyodik aralıklarla yapılmalıdır.

 

Sivri Sinek

Sinek küçük kanatlı hayvanlar gurubunun birer üyesi olup dünyanın her yerinde ve her kıtasında bulunur. Çok pis olan Sinekve kara Sinek, insanlara mikrop bulaştırdıkları için hiç sevilmeyen hayvanlardır. Sinek ve karaSinek aynı haşere gurubunun farklı birer türleridir. Bu canlıların özelikleri aynıdır. Genel olarak bunların renkleri ve büyüklükleri farklı olduğundan bu Sinekleri birbirinden ayırt etmek daha kolay olmuştur. Sinekler küçük yapılı hayvanlar olup boyları 1 - 2cm kadardır. Sinek ve Karasinekler beslenmesinde hem bitkilerle beslenirler hem de hayvansal gıdaları yerler ve hayvanların kanını emerler. Beslenmesinde insan ve hayvanların yiyemediği en pis yiyecekleri dahi yerler. Çöplüklerde ve ölü hayvan leşlerinden de çokça beslenirler.
Sinek çok çabuk üreyen ve çok sayıda çoğalan bir haşere türüdür. Besin bulduğu ortamda yaptığı ilk iş yumurta bırakmaktır.Sinek bir defada 200'e yakın yumurta bırakır. Buda Sineklerin ne kadar çok çoğaldığının bir göstergesidir. Sinek ve kara Sinek yumurtası aynı gün içinde açılır ve larvalaşır. Sinek larvaları en fazla bir hafta içinde uçan bir Sinek olarak kendini tamamlar. Sinek haşeresi çok beslenir ve çok sayıda dışkı bırakır. Sinek genellikle 5 - 10 dakikada bir etrafa pislerler bu bakımdan etrafımızı mikrop yuvası haline getirirler. Sinekleri kontrol altına almak çok zordur. Bu haşereler birçok pisliğe konduktan sonra yiyeceklerimize konarak veya bizleri ısırarak bizlere birçok mikrobu ve hastalığı taşırlar. Sineklerden insanlara geçen mikroplar ve bulaşan hastalıklar şunlardır:
Tifüs, gıda zehirlenmeleri, sıtma, kolera, verem, alerjik hastalıklar, cilt hastalıkları, dizanteri gibi birçok mikroplar ve hastalıklar Sinek haşeresi ile bizlere bulaşmaktadır. 
Sinek ve kara Sinekten kurtulmanın tek yolu profesyonel ilaçlama firması tarafından ilaçlama yapmakla olur. Sinek ve kara Sinek ilaçlamasında sineğin bulunduğu ortama bağlı olarak farklı ilaçlama yöntemleri kullanılır.
Sinek ilaçlamada ya sisleme ve buharlama yöntemi kullanılır ya da boyama yöntemi kullanılarak yapılmaktadır.

 

Çekirge

   Çekirge düz kanatlılar takımından olup zıplayarak yol alan canlılardır. Çekirgeler özellikle sıcak çöllere yakın bölgelerde tarla, bağ, bahçe, çayır, çimen ve su kenarlarında görülürler. Çekirgenin yaşadığı bölgeler Akdeniz çevresindeki bölgeler, Asya ve Afrika çöllerine yakın bölgeler, Kuzey Amerika ve Arjantin in orta kesimleri Türkiye de Güney Anadolu ve Trakya bölgelerinde sıcak havalarda sıklıkla görülür. Çekirge vücudu 3 bölgeden oluşur ve her bölmede bir çift bacak bulunur. Üç çift bacağın ilk iki çiftini yürümede kullanan çekirgenin diğer ayakları oldukça uzun ve çok güçlüdür. Çekirge bu bacaklarını sıçrama da kullanır. Çekirge bacaklarıyla uzun mesafe sıçrayabilmektedir. Çekirgenin iki çift kanatları vardır. Çekirgenin üst kanatları dar olup alt kanatlarını uçmak için kullanır. Çekirgenin karın kısmının yanında nefes delikleri ve zardan oluşmuş bir çift işitme organı vardır. Çekirgenin ömrü yaklaşık dört ay kadardır. Çekirgenin boyu türüne göre değişip 2 cm den 20 cm kadar olanları vardır. Özellikle göçmen olan çekirge türleri minimum 5 cm dir. 


Çekirgenin ağız parçası çok kesici olup güçlü çiğneme özelliğine sahiptir. Çekirgenin başının yanında bir çift gözü olmakla beraber alınlarında üç tane göz vardır, bu gözler diğer gözlere oranla daha küçük ve basit bir görünümdedir. Çekirgenin bir çift anteni olup bu antenlerin üzeri koku almaya ve dokunmaya duyarlı tüylerle kaplanmıştır. Dişi çekirgenin karın bölgesinde yumurtlama borusu bulunur. Erkek çekirgenin karın ucunda ise ses çıkarma organı vardır. Erkek çekirgeler dişi çekirgeleri ses çıkartarak yanlarına çağırıp iletişimi bu şekilde kurar.

Çekirgeler otçul beslenen canlılardır. Çekirgeler her türlü bitki ve ekini yiyip büyük maddi kayıplara neden olmaktadır. Çekirgeler yalnız yaşamayıp toplu şekilde yaşarlar. Çekirgeler göç zamanlarında topluca göçlerini gerçekleştirirler. Çekirge göçünde gökyüzünü siyah bulut kaplamış gibi görüntü oluştururlar. Bu çekirgelerin istila edeceği alanı düşünürsek ne büyük zararlar verebileceğini az da olsa tahmin edebiliriz.Çekirge sürüsü kıtlığa sebebiyet verebilecek çokluktadır. Çekirgeler istila ettiği tarlayı ya da bağ ve bahçeyi çok kısa sürede yok edebilir.Çekirgeler ekin alanlarına yumurtalarını kümeler haline bırakır .Çekirgelerin bıraktığı yumurtalar, ilkbahar yağmurlarının yağmasının ardından açılıp kanatsız çekirge yavruları olarak dünyaya gelir. Bu çekirge yavruları bulunduğu ortamdaki ekinlere saldırıp bu ekinleri talan edip yerler.Çekirge yavruları bu alanlarda kanatları oluşup gelişimini tamamladıktan sonra toplu halde göç eder.
Çekirgelerin rengi yaşadığı alana, iklime ve türüne göre farklıdır. Çekirgenin vücudunun rengi yaşadığı ortamın rengiyle uyumludur. Bu şekilde çekirge kendini kamufle edip gelecek zararlardan korunur. 
Çekirge özellikle tarımla uğraşan çiftçilere büyük sıkıntı yaşatmaktadır. Hem maddi hem de manevi büyük zararlar verir.
Çekirge ilaçlaması yasal firmalar tarafından yapılmalı. Çekirge ve her türlü haşere ilaçlamasında bireysel mücadele yeterli olmayacaktır. Kesin çözüm alabilmek için mutlaka profesyonel, tecrübeli ve güvenilir yasal ilaçlama firmaları tarafından yapılmalı.

 

Karınca

Karıncalar yeryüzünün tüm kıtalarına dağılmış ve besinin bulunduğu her ortamda yaşayabilen bir canlı türüdür. Yeryüzünde en kalabalık koloniye sahip olan karıncalar, yapı ve şekil olarak çok farklıdırlar. Karıncaların şekli ve yapısı yaşadığı yerin iklimine, beslenmesine ve yaşam koşuluna bağlı olarak değişir. Dünya üzerinde binlerce türü bulunur ve her türün kendine has özelikleri bulunur.

Karıncalarda genel olarak vücut üç kısımdan oluşur. Bunlar baş, göğüs ve karın kısmıdır. Ayaklar göğüs kısmında yer alır. Karıncada toplam 6 ayak bulunur ve hepside göğüs kısmı üzerindedir. Baş kısmında iletişim organı olarak kullandıkları 2 adet anten denen organları vardır. Ayrıca başın ön kısmında 
2 adet göz bulunur ve ağız yapıları çok keskindir.
Karıncanın beslenmesi diğer haşere türleri gibi görünsede aslında çok farklı bir beslenme şekline sahiptirler. Karıncalar beslenme bakımından hem etçil hem de otçuldurlar. Ortamda bulunan küçük böcek ve haşere türlerini yakalar ve öldürür. Daha sonra bunları yuvalarına taşıyıp orada beslenirler. Karıncalar ortamdaki ölü hayvan leşlerini tükettikleri gibi bazen de ağaçlar üzerinde yaşayan ağaç biti ve bitki piresi gibi zararlı canlıları da yiyerek beslenirler.
Ayrıca karıncalar bitkilerin meyvesini kemirip meyve sularını tükettikleri gibi bazıları da bitkilerin taze aksanlarını kemirip koparır ve yuvalarına taşırlar. Karınca yuvasındaki bu taze bitki yaprağı üzerinde yetişen mantarları da besin olarak kullanırlar. Karıncanın midesi selülozu eritemediği için asla bu yaprakları besin olarak kullanmazlar.

Karıncalar diğer hayvanlardan farklı bir aile yaşamına sahiptirler. Aynı yuva içinde binlerce karınca bulunur. Bu karınca kolonisi içindeki karıncaların hepsi bir uyum içinde geçinirler.
Karıncalar yuvalarını genellikle toprağın altına ve kayaların diplerine yaparlar. Bazı türleride yuvalarını ağaçların köklerine yaparlar. Aynı koloni arasında yaşayan karıncaların kendi arasında müthiş bir iş bölümü vardır. Bu bakımdan karıncaların bazıları işçi karınca bazıları savaşçı karınca bazıları da koruyucu karınca görevini üstlenmiştir.

Karıncalar ayrıca diğer hayvanlara oranla çok çalışkan ve çok güçlü bir hayvandır. Karıncalar gündüzleri aktif olup günün hemen hemen 20 saatini çalışarak geçirirler. Geriye kalan çok kısa zamanda da dinlenirler. 
Karıncalar yaşadığı alana bağlı olarak farklı boylarda olabilirler. Genel olarak bir karıncanın boyu bazı türlerinde birkaç mm kadarken bazı türlerinde ise 10 cm kadar olabilmektedir. Her karınca türünün yaşadığı yer ve beslenmesinde kullandığı besinler farklı olduğu için karıncalar yaşadığı yere göre farkı renk alırlar. Böylece bulunduğu alana adapte olarak kolayca gizlenirler. Karıncaların tüm türleri kanatsızdır fakat kraliçe karıncalar yani koloniyi oluşturan karıncalar kanatlıdırlar. Bu karıncalar doğduğu zaman kanatları var ve havada uçarak kendilerine koloni oluşturacağı yeri seçerler.
Karıncalar yapı olarak çok güçlü hayvanlardır ve kendi ağırlığını çoğu zaman 50 katı kadar ağırlığındaki besinleri dahi kaldırıp yuvalarına taşırlar. Yani bir insan ile kıyaslarsak 80 kg ağırlığındaki adamın 4 ton ağırlığındaki bir ağırlığı kaldırması demektir.
Karıncalar uysal hayvanlar olarak bilinir ve insanları ısırıp sokmadıkları düşünülür. Bazı karıncalar aç kaldığı zaman insanı besin olarak görür ve insanı ısırır. Alerjisi olan insanlarda deride kaşınmalar ve kızarıklıklar oluşabilir. 

Karıncalardan bir tanesi bir besine ulaştığında kendi aralarında radyo dalgalarını kullanarak anlaşırlar ve çok kısa zamanda kümeler halinde bu besine saldırırlar. Karıncalar insanların yaşam alanlarına gelerek insanların besinlerinden tüketirler ve beslenirlerken üzerinde gezindiği yiyeceklere geldiği ortamdan mikrop bulaştırırlar. Buda insanlar için çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

Ayrıca karıncalar evlerimizde kilerlerde bulanan gıda maddelerine dalıp bu gıdaları kendi yuvalarına taşırlar.
Bazı karınca türleri ekinlerin arasında bulunup ekinlerin başakları arasındaki tahıl tanesini koparıp yuvasına götürür. Bazıları da ekinlerin yapraklarını kemirdiği için bitkinin ürün kalitesinin düşmesine neden olurlar.
Karıncalar genel olarak şekeri ve  yağlı yiyecekleri yani kalorisi bol olan yiyecekleri daha çok tercih ederler. Karıncalara ev ortamında en çok mutfaktaki yağlı, şekerli ve kırıntının bol olduğu kısımlarında bolca rastlanır. Karıncalar besin olarak şekerli ve yağlı besinleri daha çok severler ve zelve tüketirler. Karıncaların bolca bulunduğu evlerde karıncadan kurtulmak artık çok kolaydır. İlaçlama şirketi olarak 7 gün 24 saat haşere ilaçlama konusunda halkımızın yanındayız. Karınca ve türleri hakkında şu gerçeği bilmemiz gerekiyor karınca insanı ısırmayan ve sokmayan zehirsiz bir canlıdır.  
Karıncaların zehirsiz olması bu canlıya karışmamak anlamına gelmez. Çünkü ev içerisinde yoğun bir halde dolaşması ve besinlerimize yiyerek zarar vermesinden dolayı bu haşerelerle mücadele etmek gerekir. Karıncalar yaşam alanımıza dış ortamdan geldiği için dış ortamdan evimize mikrop bulaştırır. Karıncalar besinlerimiz üzerinde dolaştıkları zaman üzerindeki mikropları ve dışkılarını besinlerin üzerinde bırakır. Karıncalar yukarıda saydığımız bu zararlarından sonra hiçte mahzun değildir. Bu bakımdan karıncalar ile mücadele edilmeli ve mücadele için ilaçlama şirketleri ile çalışılmalı. Karınca ilacı ve karınca ilaçlaması için mutlaka ilaçlama şirketlerinden bilgi alın.